Özgür Özel: Yaşar Kemal’in yanında durduğu herkesin yanındayız

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Osmaniye’deki Yaşar Kemal’i anma etkinliğinde, “Yaşar Kemal kimin yanındaysa ben, biz, hepimiz CHP olarak Yaşar Kemal’in yanında durduğu herkesin yanındayız. Kürt’ün de Türk’ün de garibanının arkasındayız. Alevi’nin de Sünni’nin de işsizinin yanındayız. Bu ülkenin her etnik gruptan, her mezhepten yoksullarının, kimsesizlerinin, işsizlerinin, güvencesizlerinin, evladının geleceğinden endişe edenlerin ve bu memleketten, bu halinden yorulup yurt dışına gitmeyi düşünen gençlerinin hepsinin yanındayız ve size söz veriyoruz, Yaşar Kemal’in kaleminden dökülenler hepimize hem vasiyettir hem hepimizin tutması gereken bir sözdür” diye konuştu.

Osmaniye’de usta yazar Yaşar Kemal’in doğduğu Hemite Köyü’nde Yaşar Kemal’i anma etkinliği düzenlendi. Yaşar Kemal Kültür Evi ve Parkı’nda gerçekleştirilen etkinliğe CHP Genel Başkanı Özel, Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban ile CHP Genel Başkan Yardımcıları Zeliha Aksaz Şahbaz, Burhanettin Bulut, Aylin Nazlıaka, Gülşah Deniz Atalar, Gamze Taşçıer, Murat Bakan ve Deniz Yücel, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve birçok kişi katıldı.

Etkinlikte konuşan Ayşe Semiha Baban, Hemite’nin Yaşar Kemal’in doğduğu köy olduğunu belirterek, “Ömrü boyunca tekrar ettiği bir şey vardı, ‘Hayatımdaki büyük şanslardan biri Hemite’de doğmuş ve büyümüş olmak. En sıcak insanların dost kollarıyla sarıldık ve Türkçe’nin en güzel konuşulduğu yerde büyüdüm ben’ derdi. ‘Türkçe’nin güzelliğini, Türkmen kültürünün zenginliğini ben Hemite’de öğrendim’ derdi. Eğer oradan sizleri görüyorsa, ki içimden bir his görüyor diyorum, gerçekten onun için çok büyük bir mutluluktur” ifadelerini kullandı.

ÖZEL: BURANIN DAHA GÖRÜNÜR OLMASI LAZIM

Özgür Özel de etkinlikte yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:

“Buranın Türkiye kültürü açısından, Türk toplumu açısından, Türkiye’de yaşayan hangi etnik kökenden olursa olsun, hangi mezhepten olursa olsun tüm insanlar açısından çok büyük önemi var. Böyle bir günde burada olmak çok önemli.

Türkiye’nin dünyada en çok bilinen köyü burasıdır. Buranın daha görünür olması lazım. Sayın Başkanımız bir Yaşar Kemal Kültür Festivali başlattı, onunla ilgili bilgileri okudum. Mutlaka bunun en önemli ayağının Hemite köyü olması lazım. Biz buraya bundan sonra imkanımız oldukça her sene gelmeye devam edelim ve burada Türkiye’nin genç edebiyatçılarını, dünya edebiyatının önemli isimlerini ağırlayalım.

“YAŞAR KEMAL’İN O GÜNÜN ŞARTLARINDA NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ’NE ADAYLIĞI BİLE MUAZZAM”

Yaşar Kemal, benim doğduğum yıl, 1974’te Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Beş finalistten bir tanesi oldu. O günlerin şartlarında, Kıbrıs Barış Harekatı’nın, ambargoların şartlarında bu adaylık bile muazzam bir şey. O gün siyasi şartlar belki onun Nobel Edebiyat Ödülü almasına mani oldu. Ama dünyadaki pek çok edebiyatçının ve Türkiye’deki herkesin gönlünde Yaşar Kemal aldığı ödüllerin yanında Türk insanının tamamının kalbinde tahtta olan ve ödüllerin en büyüğüne sahip olan birisidir. Kendisinin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

Adana’nın siyasetçileri, özellikle muhalif siyasetçileri Türkiye’nin neresine gitseler Yaşar Kemal ile övünürler. 32 yılda yazdığı dört kitaplık İnce Mehmet ile övünürler ve derler ki ‘Abdi ağalara karşı Biz İnce Mehmet olmaya geldik’ derler. Biz de Abdi ağaların düzenine karşı, kadın cinayetleri yaşanırken kadınların arkasından çekilen ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek kadınları savunmasız bırakan Abdi ağalara karşı… Bugün yolda durduk. 700 derece ateşin karşısında çalışan, pandemide dünya rekorları kıran, kârların en büyüğünü elde edenler işçisine emeğinin karşılığını vermiyor. Orada işçiyle patron karşı karşıya durduğunda bizim İnce Mehmet’ler oraya koşmuşlar, 100 gündür yanında duruyorlar ama patronu savunan Abdi ağalara karşı.

“YAPILACAK İLK SEÇİMLERDE YAŞAR KEMAL’İN SAHİP ÇIKTIKLARINI İKTİDARA GETİRMEYE SÖZ VERİYORUM”

İnsanları bu sefalete mahkum eden Abdi ağalara karşı, dünyanın en barışçıl eylemini yapmış Tayfun kardeşimizi ve Gezi tutuklularını Silivri’de tutan Abdi ağalara karşı, görüşünü, fikrini söyleyen herkesi terörist ilan eden ve Osmaniye’de belediye başkanı seçersiniz de Diyarbakır’da seçerseniz onlara oraları yönettirmem diyen Abdi ağalara karşı Yaşar Kemal gibi olmak, onun İnce Mehmet’i gibi olmak durumundayız. Yaşar Kemal 2014’te Bilgi Üniversitesi’ne çağrılıyor, gidemiyor sağlık sorunları dolayısıyla. Bir mesaj yollamış, bakın ne demiş? ‘Benim kitabımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İnsanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılamasın. Kimse kimseyi yok etmeye çalışmasın. Asimile etmesin. Benim kitaplarımı okuyanlar yoksulluklarla birlik olsunlar. Yoksulluk bütün insanların utancıdır. Benim kitabımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar.’ Yaşar Kemal kimin yanındaysa ben, biz, hepimiz CHP olarak Yaşar Kemal’in yanında durduğu herkesin yanındayız. Kürt’ün de Türk’ün de garibanının arkasındayız. Alevi’nin de Sünni’nin de işsizinin yanındayız. Bu ülkenin her etnik gruptan, her mezhepten yoksullarının, kimsesizlerinin, işsizlerinin, güvencesizlerinin, evladının geleceğinden endişe edenlerin ve bu memleketten, bu halinden yorulup yurt dışına gitmeyi düşünen gençlerinin hepsinin yanındayız ve size söz veriyoruz, Yaşar Kemal’in kaleminden dökülenler hepimize hem vasiyettir hem hepimizin tutması gereken bir sözdür. Bu ülkede bütün eşitsizlikler ortadan kalkana kadar, yoksulluğu yönetmek değil, yok etmek için bir iktidar kurup, o iktidarla yoksulluğu yok edene kadar, her türlü eşitsizlik, adaletsizlik ortadan kalkana kadar hiçbir suçu günahı olmadığı halde, yargılanıp beraat ettiği halde işinden gücünden edilmişlere biz gelip sahip çıkana kadar, insanı ters dizsen düz çıkan bu güzelim Çukurova’da pamuk yeniden beyaz altın olana kadar emekçiler, çiftçiler hakkını, alnın terinin karşılığını alana kadar Yaşar Kemal cesaretiyle mücadele etmeye, yapılacak ilk seçimlerde Yaşar Kemal’in sahip çıktıklarını iktidara getirmeye söz veriyorum.

“BÜTÜN KATİLLERİN DÜŞMANI YAŞAR KEMAL’iN DOĞDUĞU GÜNDEN BAHRIYE ÜÇOK’A RAHMET DİLIYORUZ”

Bugün Bahriye Üçok’un 34’üncü ölüm yıl dönümü. Bir Cumhuriyet kadınını, bir aydını, bir profesörü hem de bir ilahiyat profesörünü sırf hurafeyi savunmayıp bilimi savunduğu için birileri gibi dini eşitsizliklerin üstünü örtmeye, haksızlıkların üstünü örtmeye araç etmeyip aksine dinin insanların eşitliğine hizmet etmesi, yoksulluğu yenmek için her dindarın mücadele etmesi gerektiğini söylediği için, bütün yaptıkları haksızlıkları yüzlerine haykırdığı için bir ilahiyat profesörünü, Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu olmasını hazmetmedikleri için onu katlettiler. Bütün katillerin düşmanı Yaşar Kemal’in doğduğu günden Bahriye Üçok’a rahmet diliyoruz. Onu katledenleri bir kez daha lanetliyoruz. O karanlığa karşı Bahriye Üçok olmaya, Yaşar Kemal olmaya, mücadele etmeye söz veriyoruz.”